17 Ekim 2011 Pazartesi

Ruyamda guluyordum dun gece.o kadar gercek ve bana ait bir gulustu ki;birine emanet werdigim degerli bir parca, bilincim bana oyun oynarken  geri donuyordu sanki.ruyamdan uyanip o gulusumu yakalayip birakmamak istedim ama ruyam o kadar guzeldi ki;tanimadigim fakat siddetle tanisik oldugum biriyle el ele ucuyor,zipliyor,kahkahalar atiyordum.  Tuhaf  gelecek biliyorum .ruyalarima inanirim ben.kimi wakit onlara tuhaf bir inancla baglanir,sewer hatta ozlerim.cocuklugumdan beri kimi ruyalarimi oz yasamimda da deneyimlerim.aslinda gordugum anda unuttugum ruyalar ben o anin icinde nefes almaya baslar baslamaz beni sarip sarmalar,gerceklikle yansimasi arasinda duraklar kalirim bende.hatta,bazen ruyalarim bana kendimi ozel hissettirir;bilmedigim birseye aitmisim gibi…                                      Konusmak icin bugunu secmem pek uygun degil,farkindayim.ama susmam icin de bugunun uygun olmadigini biliyorum.zamaninda fark edip gerekeni yapabilmeyi isterdim fakat duygusalligimin gozlerimin onune yaydigi perde, simdilerde usul usul yanip onumden cekildigi halde,o vakitler beni bana birakmayacak kadar gucluydu.gucunu benden alan birseyin benden daha guclu olmasina nasil musade etmisim,bilemiyorum.bu istilayi ilk fark ettigimde kendimi cirilciplak,corapsiz,ayakkabisiz,ortusuz sokak ortasinda yurur gibi hissettim.nasil korkunc  bir an oldugunu burda kelimelerle anlatmaya calismam gulunc bir caba olur,sanirim.hani bazi seyler wardir ne kadar soz ararsan ara bulamazsin,o seyin sozu yoktur,sozsuz fakat keskin bir ciglik gibidir fark ettiginde icinde bir yer sizlar…sanirm boyle birseydi…                                                                                                                                             Ince belli bardakta bir yudum cay icip, derin derin nefes alarak parmaklarimin harflere dokunup beni sobelemesine izin weriyorum simdi…aklim ne kadar engellemeye calissamda sende;uyuyor musun,uyanik misin,uyaniksan ne yapiyorsun,bir nefes arasinda ben geciyor muyum aklindan…ve daha yuzlercesi..susabilmeyi istiyorum…ama simdi degil….             Sana anlatilmayi bekleyen o kadar sey birikmis ki icimde ve simdi o kadar az zamanim war ki anlatmaya…her gece yastiga basimizi koydugumzda yasama karsi duydugumuz insancil heves ve umutla yarin uyanip yasamaya dewam edecegimizi dusunur dururuz.hic bir teminat yokken biliriz ki saatler gececek,gece kendini sabaha birakip gunese dogru adimlayacak ve biz zamanin bir aninda gune uyanip dewam edecegiz…bu gece sabah olur mu sence?kendime ‘hayir boyle dusunme demeliyim’ama bunu kendimden degil senden duymak istiyorm.                                                                                                                                                                                                                             Gecenlerde hic tanimadigim insanlarin hallerine taniklik etme,kendimce onlara hikayeler uydurma hevesine kapildim.baslarda eglenceliydi.ozellikle cocuklara kendi uydurdgum oykuleri giydirmeye calismak kalp atislarimi hizlandiracak kadar heyecean weriyordu bana.dakikalar gectikce birseyin icimi sizlatmaya,ruhumu huzursuz  etmeye basladigini hissettim.yillarca kalbinin sesini duymayip birden onun sesiyle irkilmeye baslamak gibi birseydi.hem canimi acitip benimle dalga geciyor hemde beni awutmaya calisiyordu sanki.daha ewel pek de tanisik olmadigim bu his peltek peltek konusan sewimli cocuk onumden gecip gidene kadar beni afallatti,ona guzel bir oyku bulmustum oysa… kendi oykumu daha bulamamisken baskalarina karsi nasil bu kadar comert olabiliyordum ki ben?bu soruyu aklima dustugu anda dusunmeye baslamak yerine ertelemeyi sectim.alacagim cevaptan cok alamayacagim cevaptan o kadar korkmustum ki…erteleyip unutmak istedim;en kolayi buydu cunku…simdi,yani bu gece bu soru dustu aklima.kalbimin kirginligini nasil birseyle es tutup kelimelere dokebilrim diye dusundum dakikalarca.aklima icinde kendimi bulabilcegim bir hal gelmedi.kalbim cam parcalari gibi tuz buz oldu desem…yada kalbim kizgn colde susuz kaldi…hayir bunlar klasik sinema filmlerine daha cok yakisiyor…ben desem ki,kalbim sewdiginin sewgisinden yoksun kaldi…iste bu benlik bir cumle…                                                                                                                                             neden susmak yerine konusmaya calisiyorum?ad koyamadigim bir hal bu.yeterince ses edemezsem bir daha hic sesim cikmayacak bir  daha ben beni bulamayacakmisim…bir daha nefes alamayacakmisim gibi.                           Icimde  bir sanci…tuhaf bir korku,acinasi bir aclik ve yoksunluk hissi…uzgunum durust olmayi basaramadim sana karsi,hic.simdi ne kadar basarabilirim,inan bir fikrim yok.sadece cabalamak istiyorum o kadar.                            Odam darmadaginik;giysiler,kitaplar,cantalar,yarim birakilmis notlar…bir yanda anilarimi sakladigim kitapligim diger yanda ruhumun vucudunu ortmek icin kullandgm giysi dolabi…ne cok sey war bana ait ama benden bir o kadar uzak…ust kattaki komsum bu gece karisina sesini yukseltmedi,marketteki cirak bugn ortalarde degildi,bugun biri bana iyi ki warsin dedi ve biri bana kirgin kirgin bakti,baska biri beni Masada terk edip gitti,ewe geldigimde apartman kapisi acikti ve temizlik kokuyordu…bir yerlerde elleri camasir suyu kokan bir kadin,elinde oyalanacak bir seyler dalgin dalgin bakiyordu belki de kim bilir…                                                 bense simdi burdayim kelimelere kendimi teslim etmis sobelenmeyi bekliyorum.gece yawas yawas sabaha yaklasiyor.garip,bense gecenin karanliginda kaybolmak istiyorum bir kac anJbilincsizce tuketilmis bir zamana huzunleniyorum sakin bir sekilde…ruhum kuskun,kalbim huzursuz.sabah uyandigimda sen olmayacaksin,sabah uyandigimda ben olmayacagim…yazik ki,sabah oldugunda ben bu yoksunlugu kabullenmis olacagimmm…ama bir oyku kalacak geride;yasanilmamis,yasanilma ihtimaline baglanilms,bogazimizda lokma gibi kalan,ukdelesen ve akla her geldiginde huzunlu bir nefes aldirip bas egdiren…bense simdi bu aci kabullenise ragmen sabah olmadan o oykuyu tum yasanmamisligina inat yasanmiscasina kelimelere dokecegim…                                                                                                                      amaaa herseyden once sana seni anlatmaliyim…bildigin kendini degil bendeki seni…lakin  tek kelime etmem mumkun degil cunku dedim ya dil,gonle duseni degil nefesin yettigi kadarini soyluyor ve bu gece benim nefesim bana yetmiyor…

bir bardak cay...

cayimi yudumlamaya basladigimdan beri bir sey kapladi her yanimi;biraz tuzlu,biraz sicak,biraz koybolmaya meyilli...gozyasi gibi,benden gibi,benden ayri gibi ama sanki ben gibi...bir bardak cay..midemde bir agri basladi;ilk askin sancisi gibi ama heyecanlandirmayip urkuten,gulumsetmeyip goz dusuren.alti ustu bir bardak cay!!!

2 Mayıs 2011 Pazartesi

kusma arzusu

sancıyla yada aclıkla mucadele etmeye benzıyordu kendımı susturmak...beceriksizce atilan yeni adimlarin masum heyecanini ozleyip de ne kadar yoksun oldugumu anlamam arasinda gecen saniyeden de kisa zaman meger o kadar karanlikmis ki...karanligin icinde haykirmak,hickirmak,goz yaslarimi hissetmek,arzulamak,sewismek,terk edilmek,terk edememek,git diyemedigim halde kalmamasini istemek...karmasanin ortasinda karmasik olmamaya calismak gibi su hayatin icinde nefes almak...yasamak isteyip de yasamaktan korkmak,yasamaktan kacmak,sobelenmekten korkmak...ne warsa hayata dair karmasikti iste...sabaha karsi kimsenin aramayacagini bile bile arar korkusuyla telefonu kapayip yatagin altina firlatmak gibi birseydi yasama istegi...yeyip yeyip yediklerini hazmetmek istememek...ardina kusup gitmek...su yazim gibiydi ruhum...karmakarisik ama bana dair,bana ait ve en cok bana sakli bana yasakli...yazmak istememde iste bu yuzden ardima kusmak istiyorm herseyi...yasama meydan okuyup yasama ihtimalime sewgiler sunarak...adim adim,seke seke,kosa kosa...emekleyerek...